LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI’NIN 102. YILINDA: TARİHİN ONURLU İMZASI

Bir imza düşünün toprağın, ulusun, onurun altına atılmış. Anadolu’nun dört bir yanında canla, kanla yazılmış, 102 yıl önce bugün Lozan’da hukukla mühürlenmiş.

24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması, yalnızca savaşın ardından gelen bir barış değil; halkın iradesinin, hukukun gücünün ve millet olma şuurunun tarihe geçirilmiş halidir. Lozan yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını değil, bağımsız bir hukuk devletinin temelini çizmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniçağının başlangıç belgesidir.

Bugün 102 yaşında bu antlaşma ve hâlâ dimdik ayakta.

İşgal altındaki bir ülkenin, egemenliğini masa başında geri alabilmesinin hukukla mümkün olduğunu dünyaya gösteren Lozan Barış Antlaşması’nın her kelimesi, her satırı bir ulusun ayağa kalkışını anlatır. Bu yönüyle, yalnızca tarihi değil; aynı zamanda hukuki bir direniş manifestosudur.

Bugün Lozan’a sahip çıkmak, daha fazla hukukun üstünlüğünü savunmak, daha çok bağımsız yargının önemini hatırlatmak, hiç olmadığı kadar ulusal egemenliği koşulsuz sahiplenmek demektir.

Lozan; geçmişimiz kadar geleceğimizdir: Bu ülke ne cephede ne de masada teslim olmadı. Teslim alınamaz.

Başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve İsmet İNÖNÜ olmak üzere, Lozan’da milletimizin hakkını kararlılıkla savunan tüm kahramanlarımızı saygı, rahmet ve şükranla anıyor; Lozan Barış Antlaşması’nın 102. yıl dönümünü kutluyoruz.